DOĞRULUKLA YÜCEL

2024-01-10

DOĞRULUKLA YÜCEL
Yıllar önce beğenip ezberlediğim, Mevlana Celalettin’i Rumi’nin yalan ve doğruluk konusunu işleyen bir şiirini dilerseniz birlikte mısra, mısra okuyup düşünelim.
Doğru olsam ok gibi, yabana atarlar beni Eğri olsam yay gibi, elde tutarlar beni. Ne doğruda aç gördüm, ne eğride tok Eğri yay elde kalır, menzil alır doğru ok.

1.Mısra "Doğru olsam ok gibi yabana atarlar beni"

Nice gerçeği savunan ispat eden insanı diğer insanlar anlamadığı için onu öldürmek istemişlerdir.” Güneş balçıkla sıvanmaz” Örneğin bilimsel çalışmalarını ortaya koyan Sokrates,Pisagor, Bruno, Miguel, Roger’ın Çalışmaları sonradan kabul edilse de bir çok olumsuzluklarla itham edilerek öldürülmüşlerdi. İbni sina, nice eziyet görmüş, Galileo gibi bir çok bilim adamı da bilgilerini saklamak zorunda kalmışlar, yazdığı bilimsel gerçekler, ölümlerinden sonra meydana çıkarılmıştır.
Zamanında Allah’ın kitabı’nı, hak ve hakikati anlatan sevgili peygamberimizi de, savaşarak, zehirleyerek öldürmek istemişler, lakin Allah’ın izni ile ölümden korunabilmiştir.
Sınırsız özgürlük yerine, başkalarının sınırını aşmayan özgürlük ve hazmedilmeyecek eleştirici yerine, yapıcı eleştiri toplumu ileriye huzura götürecektir. Ama aklın yerini cahillik, hoş görünün yerini zorbalık, liyakatin yerini yetersizlik aldığı, akıl, ilim ve bilimin gelişmediği toplumlarda, insan haklarından bahsedilemez. İlk etapta liderler, yöneticiler ve mahkemeler adalet sahibi olmalı dır .
“Doğru yolda giden kaplumbağa, eğri yola giden yarış atını geçer”

  1. Mısra"Eğri olsam yay gibi, elde tutarlar beni" Bazı insanların, nefsine hoş gelecek yalan söz, zararlarına da olsa yapar, onaylayanlardan da memnun olurlar. Örneğin: Nefsinin esiri olan, dindar olan birene, nefsinin hoşuna giden ama inancına aykırı bir iş yaptığında, “Bunun günahı olmaz devam et” denildiğinde, sevinçten göklere uçar, onaylandığı için, Eğer yapılan işin yanlış olduğunu söyleyen olursa, kıyameti koparır hayatı harap ederler. O nedenle nefsimize değil, aklımıza ve doğru inanca hoş gelene meyledelim. Yalanla ilgili birkaç güzel söze bakalım.
    Yalancının mumu, yatsıya kadar. (atasözü)
    “Münafığın alameti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler, kendinse bir şey emanet edildiğinde ihanet eder, söz verdiği zaman sözünde durmaz”(H.Ş.)
    ““Müslüman yalan söylemez, yalan söyleyenler bile, yalancıları sevmezler” (Deyim)

  2. Mısra: “Ne doğruda aç gördüm, ne eğride tok”
    Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar diye bir deyim vardır. Bu deyim gerçeği kabul etmenin, insana ne kadar ağır geldiğini vurgularlar. Halbuki doğru söylenince beşi inanmazsa üçü inanabilir. Bu düşünce “Doğru söylersem, ekmeğimden aşımdan olurum, bana inanmazlar zannını taşıyan, aciz insanlar içindir. Hedefine ulaşmak isteyen güçlü kişilik sahipleri, böyle bir aczi göstermezler.
    Unutmayalım ki yalancı sahtekar insanlar, toplum içinde sevilmediği gibi, itibarda kaybederler. Doğrular hep kazanır, yalana sapanlar ise hep kaybederler. O nedenle eğride de tok Doğruda aç görmeyiz.

    1. Mısra: “Eğri yay elde kalır, menzil alır doğru ok”
      Kötülükler geride, iyilikler ileride olur her zaman, çünkü iyilikler hakkın yolu kötülüklerse asilerin yoludur. Allah insana akıl, anlayış vermiş, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırtsın, anlasın, kendini Rabbini bilsin, doğru işler yapıp, çevresine güzel örnek olsun diye. İyilikler insanın için ferahlandırırken kötülükler insanın için karartır. Eğri olan yanlış olan hep kaybeder, doğru olan kazanır.
      Yüce Allah! Cümlenizi dürüst insanlar arasına katsın doğru inanca sahip olanlarla beraber eylesin inşallah.

Selam ve Saygılarımla
Yazan: Raziye Ünal