BUNLAR BAŞIMA NEDEN GELDİ
İnsan oğlu öyle sorunlar, sıkıntı, dert ve üzüntülerle karşılaşır ki; kendi kendine hayıflanır, “Bunlar başıma neden geldi “ Dünyada tek sorunu olan, yalnız kendisi sanki. Hâlbuki yeryüzünde her insanın sevinçleri dertleri kederleri sorunları ve mutlulukları ayrıdır. Sorunlar ayrı olduğu için çözümlerde ayrı, ayrı dır. Kimsenin derdi bir başka kimsenin derdine benzemez. Dertsiz baş yoktur, “Dertsiz başı hoyuk yapmışlar, o da ben hoyuğum diye ağlamış” Yani, derdi olmayan insan bile kendine bir dert buluyor. Atalarımız: “Dağ başına kış, adam başına her iş gelir” der. Kimseyi başına gelen iş nedeni ile yaşadığı sorunlardan dolayı kınamamak gerekmektedir. Çünkü onun başına gelenler, bizim başımıza da gelebilir. İnsanın başına ummadığı işler gelebilir, çünkü insanız hatalarımızla kusurlarımızla cehaletimizle insanız. Ben o konularda bilinçliyim o oyunlara gelmem diyen insanlar bile ne oyunlara ne tuzaklara düşüyor. Kutsal kitabımız kuranda, Allah şöyle beyan ediyor. Allah ruhlar âlemini yarattığında dünyanın sorumluluğunu hanginiz üstlenirsiniz diye sorduğunda hiçbir varlık kabul etmiyor, bu teklifi yalnız insan kabul ediyor. Çünkü insan her şeyi yapabileceğini sanıyor. Kutsal kitabımız Kur’an da başımıza gelebilecek sorunların sebeplerini bize şöyle anlatıyor. 1-İnsanın başına gelenler kendi ellerinizle yapıp ettiklerinizden kaynaklanmaktadır. (Şura Suresi 30. Ayet) Açıklamak gerekirse İnsan cahilliğinden, doğru sandığı yanlış bilgiler ve yanlış adreslerden doğru hedefe gidememekte kendinin her şeyi bildiğini sandığı için başına olmadık işler gelmektedir. 2- And olsun ki biraz açlık biraz yokluk canlardan ve mallardan eksilterek sizi imtihana çekeceğiz, sabredenlere müjdele Bakara Suresi 2 /155 Bu ayette umumi yokluklardan kaza ve afetlerden bahsediyor. Eğer insanları zulümlerinden dolayı dünyada hesaba çekecek olsaydık insanların hepsi helak olurdu En Nahl Suresi ayet 16 61 Demek ki; insanın başına ne gelirse yapıp ettiğinden cahilliğinden yanlış bilgilerden ve umumi afetlerden meydana geliyor. Her şeyi bildiğini sanan Sokratesin şu sözü insana tokat gibi iniyor. “Bir şey biliyorum, o da hiçbir şey bilmediğimdir demesi derin tevāzunun ötesinde bir başka temel hakikate işaret eder: Bilmek ve bulmak, bitimsiz bir yolculuktur. İnsan, ne kadar bilgi edinirse edinsin aramaya devam etmelidir. Zira aradığımız ve bulmayı arzuladığımız şey, sabit değildir ve bizimle birlikte büyür, olgunlaşır, zenginleşir, genişler ve güzelleşir. Bu yolculuğa son noktayı koymak demek, insanın kendini sabitleyerek tüketmesi anlamına gelir. Tamam ben bu konuda artık her şeyi biliyorum diyen insan yanılmıştır. O nedenle atalarımız ne demiş “Bin tane biliyorsan da, bir bile daha danış. Dünya, her şeyi doğru bildiğini sananlarla doludur. Bütün kötülükler, Şimdi tekrar soralım yaşadığımız sorunlar başımıza neden geldi? Cevap olarak insan olduğumuz, aciz olduğumuz, kendimizin her işi en iyi en doğrunu yapabileceğimizi sandığımız için kendimizi başkalarında üstün gördüğümüz için geldi. O halde sürekli rahatımızı düşünür, rahatımızı kusurlarımızı söyleyene ateş püskürür kendimizi kusursuz görür gelişmeyi düşünmezsek doğru yolu bulamaz sayısız sorunlar içinde bedbaht oluruz. Yapacağımız tek şey Rabbimizin gösterdiği yolda iyiye güzele ve doğruya doğru kendimizi geliştirmek bu alanda yaşanacak sıkıntılara katlanmaktır. ALLAH'IM ER REŞİD ismiyle doğru yolu gösteren sensin (Celle Celalûhu) Bizi amellerin ve ahlakın en güzeline kavuştur, onların en güzeline ancak Sen ulaştırırsın. Bizi kötü işlerden ve kötü ahlaktan koru ve muhafaza eyle ALLAH'IM, gazabından rızana, cezandan affına sığınırız, Senden Sana sığınırız, Sana tüm övgüleri saysak yine de bitiremeyiz, Sen kendini nasıl övdüysen öylesin. ALLAHIM, Senden cenneti ve bizi cennete yaklaştıracak sözleri ve işleri yapabilmeyi nasip etmeni istiyoruz. Cehennemden ve bizi cehenneme yaklaştıracak olan sözlerden yanlışlardan hatalardan *Sana sığınıyoruz. Âmiiin Ya MUİİN cc