MUTLU AİLE VE MUTLU NESİL İÇİN MUHTEŞEM ÖNERİLER

2025-09-18

-Aile mutluluğu için hedefimiz?
Aile mutluluğu: Kültürel değerlerimize uygun, sevip, güvenip değer verdiğimiz, karşı cins bir insanla, hayatımızı paylaşarak, Yaratanın rızasını gözeten, kendine, ailesine ve topluma yararlı iyi evlatlar yetiştirmek için evlenmeden önce hazırlıklar yapmalıdır .
İnsanlar evleneceği insanlarda özellikler araştırır şöyle olsun böyle olsun diye. Ama daha önce insan kendine bakmalıdır. Ben evliliğe hazır mıyım, benim hangi eksikliklerim var diye kendini yoklamalıdır. Benim evliliğe engel olacak ruh ve beden sağlığım, ahlaki değerlerim yerinde mi, varsa bu sorunlarımı nasıl çözebilirim gereğinde kimden yardım alabilirim kime danışırım diye kendini yoklamalıdır. Bazen insan kendi kusurunun farkında olmaz güvendiği bir insana benim evlilik için hangi eksikliklerim var diye sorabilir. Huzurlu mutlu bir aile kurmak ebedi saadetin anahtarı olduğu için bu hazırlık çok önemlidir. Sonuç olarak iyi bir aile yönetimi huzur ve mutluluğu için, önce kendimizi hazırlayıp, sonra kendi hassasiyetlerimize uygun eş aramalı, anne baba olmadan, çocuk eğitimine ağırlık verip, iyi evlat yetiştirmeyi, öğrenmeliyiz.
Hiçbir zaman kusursuz kul olmaz, evlendikten sonra eşimizi olduğu gibi kabullenmeli, aile mutluluğunu geliştirecek kurallar ve sorumluluklar koymalıyız. Unutmayalım ki her insan gelişir ve değişir, yeter ki; hak hakikat yolunda daim olalım.
Ailede sevgi saygı değerlerini yükseltmek, bütünleşmek için, eşler birbirine karşı anlayışlı, olumlu ve esnek olmalı, birbirinin güzel ahlakını takdir edip, olumlu davranmalılar ki; ailece uyum içinde olalım.
-Ailemizi nasıl yönetir, huzur buluruz?
Aileyi yönetmek, bir devleti yönetmek gibidir. Eşler evliliklerinin hangi döneminde olurlarsa olsunlar, yapabilecekleri konuda, aralarında görev paylaşımını kağıt üzerinde yapıp onaylayarak uygulamalı, uygulama da esnek olmalı imkanı varsa, özel durumlarda karşı tarafın aldığı sorumluluğu yerine getirmesine katkıda bulunmalıdır. Çocuklar 3- 4 yaşına gelip, büyümeye başladığında onları da yönetime katarak, sorumluluk almaya dahil edip, uygulanabilir sorumluluk verip, kurallar koymalıdırlar. Bu kurallar uygularken, sıkıntı çıkar, sorun yaşanırsa, kurallar yeniden düzenlenebilir. Çocuğumuza önce küçük, sonraları çoğaltarak, yapabileceği büyük görevler verilir. Eşlerden biri başkan, diğeri başkan yardımcısı olur, arada bir yönetim değişikliği yapılır. Genellikle erkeğin işi dışarıda olduğu için, dış işleri, hanım işleri içerde olduğu için içişleri bakanlığı görevini yapar, Çocuklara israfı önleme, evi ve çevreyi düzenleme bakanlığı gibi bakanlıklar verilebilir.
Daha önce hiçbir kural koymamış, çocukları yetişmiş ergenlik çağına gelmiş aileler, anne baba olarak, çocuklara güzel örnek olarak kendi aralarında kurallar koyup bu kurallara uyarlar. Bu uygulamanın önemi, çocuklara hissettirilir, onlarla da ayrı, ayrı konuşarak kurallar konusunda önerilerini de alarak, kuralları yeniden düzenleyerek onları da kurallara dahil ederler.
Örnek aile kuralları:
1- Her zaman tatlı dilli ve güler yüzlü olmak, kimin üzüntüsü, sıkıntısı, rahatsızlığı olursa maddi manevi destek olup yardım etmektir.
2-Kalp kırmamak, bağırmamak, şiddet uygulamamaktır. Her birey, Yaratana, kendine ve ailesine karşı göreve sorumluluklar yerine getirmektir.(yavaş yavaş artırarak)
3-Özel günleri birlikte planlamak, yemek saatlerini belirlemek, mümkün oldukça her gün, yürüyüş sporu yapmaktır.
4-Aylık giderlerin gelirin üstüne çıkmamak, birikimleri artırmak, alış veriş planlaması elektrik ve suyu tasarruflu kullanmak için, aylık mali görüşmelerde bulunmaktır.
5-Kendi sorumluluğumuzu, kendimiz yerine getirmek, gereğinde ev işlerinde yardım etmek akşamları 5 dakikalık sohbetlere katılmak vs.dir.
Kuralı yerine getirenler takdir edilmelidir ki; bu kuralları ihlal edecek olan olursa şahsın kendine değil, orta yere, ima etmeden hatırlatma (ikaz) yapılmalı kurallar hatırlatılmalı dır. Aile Yöneticilerden biri her akşam yemekten sonra beş dakikalık sohbet yapmalı, zaman, zaman çocuklarında sohbet yapmasına katkıda bulunması için teşvik etmeli, güzel ahlaklı insanların hayatından, güzel ahlakın, doğru inancın öneminden, israfın ve kötü alışkanlıkların, zararlarından vs. kısa, kısa bahsedelim. Sohbeti zorla dinletmemeli, müsait olanlar dinlemeli. Dinleyip uygulayanlar takdir edilmeli. Yürüyüş sporunu yemekten iki saat önce, yada 2 saat sonra uygulamaya koymalıdır.
Çocuklarımızın maddi ihtiyacını olduğu gibi, manevi ihtiyacını da yerine getirmeli, Allah inancını, ahlak değerleri yükseltmeli, görgü kurallarını öğretmelidir. Çocuklar bir kusur işlediğinde hatasını yüzüne vurmamalıdırlar. Çocuklarımızın maddi ihtiyacını görürken, arada bir kısıtlamalar yapmalı, bunu neden yaptığımızı da anlatmalıyız. Bunun için arada bir, kuru ekmek yiyerek, onlarında yemelerini tavsiye ederek ihtiyaç sahibi insanların halini anlamalarına katkıda bulunmalıyız. Ailemizle anlaşıp konuşarak, kısa günlerde oruç tutup, tutmalarını tavsiye etmeli veya bir öğünü teğet geçmeli ki; çocuğumuz yokluğu öğrenebilmeli, aç insanların halini anlaya bilmelidir. Bazen de çocuklarımıza oyuncak alma yerine ona oyuncak yapmayı, bunu neden nasıl yaptığımızı, onunda nasıl yapması gerektiğini öğretmelidir ki eli iş yapmaya alışsın.
Çocuklarımızın yaptığı küçücükte olsa, güzel davranışlardan dolayı, takdir ve teşekkür edip, çok güzel iş yaptın yavrucuğum deyip, anlına öpücük kondurarak sevgimizi hissettirmeliyiz. Çocuğumuzla asla olumsuz konuşmamalı zıtlaşmamalıdır, nefretine öfkesine neden olmamalı ki; bizim zıddımıza işler yaparak, bizi üzmesine sebep olmayalım. Çocuklarımıza olumlu esnek davranalım, kırmayalım. Onlar daha iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırtamıyor olabilirler. Hayatın zorluklarını güzelliklerini öğretmek, onlara yardım etmek, bize düşüyor. Onları iyi yetiştirdiğimizde ahrette şefaatçimiz, dünyada sürurumuz olacaktır. Bunun için, kendimize söylendiğinde hoşlanmadığımız sözleri onlara söylemeyelim. Örneğin: bir kimse bizi yargıladığında, emrettiğinde, aşağıladığında, ayıpladığında, sorguladığında ve kınadığında nasıl hoşlanmazsak, bizler de bu negatif sözleri çocuğa söylemekten sakınalım.
-Çocuk eğitimi
Çocuk anne karnında iken, psikolojisinden ruh sağlığı, aldığı besinlerden de beden sağlığı etkilenir. Çocuk dünyaya bu değerlere gelir, önceleri hayatı görerek öğrenir. Aile hangi işle meşgul olursa, çocukta yapılan o işe merak salar. Televizyonda hangi program izlenirse, çocuk da onu izleyecek, kitap okuduğunda okumak isteyecek, her ne iş yapıyorsak, oda onu yapmak isteyecektir. Bu durumda çocuğu yapmak istediği basit güzel işlerde yüreklendirmeli, yapabileceği küçük görevler verip desteklemeli, başarılarından dolayı, tebrik ve taltif etmeli tehlikeli işlerde, biraz daha büyüyüp kendini geliştirdikten sonra yapabileceği, şimdi sadece yapılan işi izlemesi gerektiği anlatılmalıdır.
Çocuklarımız bizim taklitçilerimiz olduğu için, gerekmedikçe telefon ve tabletle fazla meşgul olmamalıdır. Başarılı ve değerli insanların hayat hikâyelerini okuyup anlatmalı, Anne babamıza, eşimize, çevremize, anlayışlı ve güzel davranışımız, çocuğumuza güzel örnek olacaktır.
Çocuğumuzu şahsiyetli çalışkan başarılı insanlarla tanıştırıp sohbetinden yararlandırmalı, başka güzel insanların hayat hikâyelerini okuyup anlatmalı, yararlı filmleri izletmeliyiz ki çocuklarımız üstün şahsiyetlerden ibret alsın. Boş ve lüzumsuz işlere yönelmesin tek sermayemiz olan zaman, israf olmasın. Olumsuz, müziklerden koruyup, seçtiğimiz marşları müzikleri dinletelim ki; zararlı müzikler, çocuğun beynine olumsuz telkinlerinde bulunmasın.
Çocuk hayatı görerek öğrenecek, öfkeli ortamda öfkeli, sakin ortamda sakin olacak, 7 yaşına kadar kişiliğinin temeli atılacaktır. Ondan sonra bu atılan temelin üzerine kat, kat bina misali kendilerini geliştirirlerken, onları takipten geri durmayacağız. Büyüklerimiz çocuk akarsuya benzer, yolunu nereye çevirirseniz oraya akar derler.
Her insan kendi sorumluluğunu yerine getirmeli, çocuklarını başkalarına havale etmemeli, çocuğunu nasıl yetiştireceğini, sorunları nasıl çözeceğini, kendi kendinin nasıl doktoru olması gerektiğini öğrenmelidir.
-Pozitif cümlelerle çocuğumuzun ahlakını nasıl güzelleştirebiliriz?
Çocuğumuza, kendimize söylenmesinden hoşlanmadığımız negatif sözleri, söylemeyip bu sözleri hayatımızdan çıkartalım. Bu negatif cümleleri kullanacak olursak, çocuğumuz bize kırılacak, öfke duyacak, o nedenle yanlış davranışları inadına tekrarlayarak, başımızı çok ağrıtacak, sinirli kaygılı bir kişiliğe sahip olacaklardır. Yargılayıcı, emredici, aşağılayıcı, ayıplayıcı, sorgulayıcı, kınayıcı) negatif kelime yerine, hangi pozitif(olumlu) cümleleri kullanıp, çocuğumuzun gönlünü hoş tutalım. Örneğin:
1-Sana yapma demiştim, yinemi yapıyorsun! Emredici cümle yerine: Tatlı sözlerle, bak öyle yapmayalım da yavrucuğum, böyle yapalım diye işe kendimizi de katarak, ona bir yol gösterip, birlikte temizleyelim diyerek yardımcı olmalı, bozduğu ve kirlettiği yerleri temizlemeyi öğretmiş, yaptığı hatayı düzeltmesine de katkıda bulunmuş oluruz.
2-Terbiyesizlik ediyorsun, çok şımardın ayıplayıcı sözler yerine: yaramazlıkları görmemezlikten gelerek, dikkatini başka yöne çekmeli, onu ilgilendiren konulardan bahsetmeli, tekrarlamaya devam ediyorsa yumuşak dille yavrucuğum böyle davrandığında çok üzülüyorum, birbirimizi üzüp, rahatsız etmeyelim. Benimde aynı şekilde seni üzmemi, rahatsız etmemi ister misin? İstemezsin değil mi? O zaman sende beni üzüp rahatsız etme tamam mı? Diyerek ikna edebiliriz.
4- Derslerine çalışmıyorsun, adam olmazsın! Yargılayıcı sözler yerine: Yavrucuğum dün ders çalışamadığını fark ettim, ama bu gün şu müsait olduğun saatlerde o çalışamadığın dersi telafi edebilirsin, gereğinde sana destek olabilirim diye yönlendirebiliriz, çalıştığı için ona takdir ve teşekkür etmelidir. Bu davranış çocuğumuzu onura edecek, çalışmaya yönlendirecek başarısını katlayacaktır.
5-Bağırıp ağlayarak istemenden bıktım artık! Diye aşağılayıcı sözler söylemen yerine: Yavrucuğum önce bir sakin ol, sakinleştirdikten, ne demek istediğini anlat. Çocuğun olumlu bir isteği varsa onu rahatlıkla yerine getirebiliriz, ama olumsuz bir isteği varsa, bak yavrucuğum bu isteğini işte şunlar, şunlardan dolayı yerine getiremiyorum. Paramız olmadığından, israf olduğundan veya şu anda ona ulaşamayacağımızdan dolayı, isteğini yerine getiremeyeceğim) onun yerine sevdiğin parka gidebilir, birlikte etkinlikler yapıp, oyunlar oynarız diye, olumlu konuştuğumuzda çocuğumuz sakinleşecek bizi anlayacaktır. Yeter ki çocuğumuzla zıtlaşmayalım.
6- Çarşı pazarda her gördüğünü istemenden bıktım, bir daha seni bir yere götürmeyeceğim aşağılayıcı sözler yerine, Alışverişe gitmeden önce, çocuğumuzla anlaşmalı alacak listesi yapmalı, bunun dışına çıkmamamız gerektiğini uygun dille anlatmalıyız. Ama çocuk bizi anlamayacak yaşta ise, dikkatini başka yöne çekebiliriz.
7- Yine mi küfrediyorsun! Ben sana bu sözü söyleme demedim mi kınama cümlesi yerine: Tek tük kötü sözleri duymazlıktan gelelim ki bu sözler kafasında yer etmesin, dikkatini başka yöne çekerek unutturalım. Ama hatasını fark edecek yaşta ise yavrucuğum bu sözler çok çirkin! Bu sözleri ağzıma almaktan utanırım senden bunu duyunca da çok üzüldüm! demek, yeterlidir. Arada bir tekrarlayacak olursa, duymamazlıktan gelmeli, tekrarlar olunca hoşlanmadığımızı kaş göz işareti ile belli etmelidir. Güzel konuşmanın insana yapacağı olumlu etkilerinden, küfür etmeninse insanı ne kadar değersizleştirdiğinden saygınlığını kaybettirdiğinden bahsederek hatasını düzeltmesine katkıda bulunalım
9-Bak komşunun çocuğu bu işi nasıl yapıyor, onlar ve diğerleri başarıyor da sen niye başaramıyorsun kıyaslayıcı sözler yerine onu bilgilendirerek birlikte yaparak beceri kazandırmalı, yaptığı güzel işlerden, davranışlardan dolayı takdir ve teşekkür etmeliyiz. Aferin çok güzel yaptın, bu gidişle bu işin uzmanı olacaksın deyip, anlından öperek onurlandırmalıyız.
Unutmayalım ki çocuğumuzla olumsuz, konuştuğumuz da, bizimle zıtlaşacak, nefret öfke duyduğu için, yapma dediğimizi yaparak, bizi üzmek isteyecektir. O nedenle çocuklarımıza karşı olumlu esnek davranalım onları kırmadan yönlendirelim. Onlar daha, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırtamıyorlar, hayatın zorluklarını güzelliklerini, kendi tecrübelerimizden yararlandırmak gerekiyor. Onları iyi yetiştirdiğimizde, ahrette şefaatçimiz, dünyada sürurumuz olacaktır.
-Çocuklarımıza güzel isim takalım?
Çocuğumuza iyi isim takılınca iyi Kötü isim takılınca, kötü yönde gelişecektir. Doğduğunda güzel isim verdiğimiz gibi, sonradan yaptığı güzel işlerden dolayı isminin önünde takma isimle (Merhametli, cömert ………..m diye) seslenip rütbesini yükseltelim.
Yaptığı becerileri ne kadar güzel yaptın, ilerde daha nice güzel işler başaracaksın diyerek başarılarını takdir edelidir. Ama yanlış bir iş yaptığında kesinlikle kötü isim takmayalım. Asla, kerata, kavgacı, salak, mıymıntı, akılsız, beceriksiz gibi isimleri çocuğumuza takmayalım.
Adaletli barışçı kişiliğine: Aferin benim yavrum çok adaletli, büyüyünce de, sulh hâkimi olacak. Bundan sonra isminin önüne, sulh hâkimi koyuyorum.
Sabırlı davranışına: Aferin benim yavrum sabredip dayanarak bu işi başardın, bundan sonra isminin önüne sabırlı ismini ekliyorum, sabırlı insanlar her işinde başarılı olur.
İnce ve kibar davranışına: Güzel evladım, senin inceliğine ve kibarlığına hayran oluyorum canım yavrum, bundan sonra senin adının önüne kibar ismini ekliyorum.
Büyüklerine saygılı davranışına, sözümü kesmeden dinleyişine yanına geldiğimde saygıyla aya kalkmana hayran oluyor, seni takdir ediyorum. Bu güzel davranışın, çevrendeki insanlar ve alemlerin Rabbi olan, Yüce Allah da seni çok sevecektir, bundan sonra senin adının önüne muhterem ismini ekliyorum.
İsraftan korunduğu zaman: aferin yavrucuğum israftan korunan insanlar madden ve manen yükselirler, kazançları bol bereketli olur. Bundan sonra senin adının önüne iktisatlı ismini ekleyeceğim. Diyerek çocuğumuzu onura edelim.
Sevgili ana babalar, çocuklarımızı bizim zamanımıza göre değil, onların zamanına göre yetiştirelim. Selam ve Saygılılar sunuyor, cümleden başarılar diliyorum.
Yazan: Güzel Hasletler Eğitim Derneği Başkanı
Raziye Ünal